Giriş

6 ayın hesabını kim verecek

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt

Ankara’daki Hopa eyleminde gözaltına alınan ve 6 aydır cezaevinde yatan 22 öğrenci hakkında ilk duruşmada tahliye kararı verildi

Saçlarını arkadaşlarına moral olsun diye kestirmelerinin bile suç sayılmasıyla Türkiye’nin sembol davası haline gelen Ankara’daki Hopa davasının ilk duruşmasında, son 6 aylarını Sincan F Tipi Cezaevi’nde geçiren 22 tutuklu öğrencinin tahliyesine karar verildi. Okullarından, ailelerinden uzak kalan, terörist olmakla suçlanan, genç yaşlarında nezarethane ve cezaevi ile tanışan öğrencilerin 6 aylarının boşu boşuna cezaevinde geçtiği, skandal iddianameye yönelik kamuoyundaki eleştirilerin gerçeği yansıttığı, mahkemenin 6 ay sonra kendilerini savunma imkanı bulan öğrencilerle ilgili verdiği toplu tahliye kararıyla açığa çıktı. Tahliye kararının çıktığı duruşmada sanıklar ve avukatları şemsiyenin, kitapların, başka davaların dosyasındaki “Kollektif İbo” gibi notların, sloganların örgüt delili sayıldığı iddianameyi yerden yere vurdu. Duruşmada hakim, iddianamedeki tüm eylemlerin ve siyasi yapıların 1970’lerde varlığı son bulan THKP-C’ye bağlanmasını alaylı bir dille eleştiren avukatlara, “Belki solu birleştirir” temennisiyle yanıt verdi.
Özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 11.30’da başlayan duruşma saat 22.30’da sona erdi.

Oğlu da izledi

Duruşmayı 20’ye yakın CHP’linin yanı sıra BDP’li Sebahat Tuncel, TKP ve ÖDP temsilcileri de izledi. Başbakan Erdoğan’ın Hopa mitinginde çıkan olaylarda ölen Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu da duruşmaya katıldı. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir ile CHP’li İsa Gök arasında, vekillerin bir sıra arkaya oturtulmasının istenmesi nedeniyle atışma yaşandı.
Örsdemir, bir ilke imza atarak sivil polislerden de salondan çıkmalarını istedi. Sivil polisler, salondan çıktı. Duruşmada avukatlar, iddianamedeki kitap, şemsiye, kartpostal, pankart gibi delillerin terör suçuna kanıt gösterildiğini, insancıl bir tepki gösteren gençlere polisin saldırdığını, gençlerin polise verdiği tepkinin ise en fazla Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçuyla yargılamayı gerektirdiğini savundu. Avukatlar, “derhal beraat” ya da “görevsizlik” kararı verilerek, dosyanın asliye ceza mahkemesine gönderilmesini istedi.

Kolektif İbo, Kolektif Deniz

İddianameyi de hazırlayan Savcı Hakan Yüksel ise 5 Ocak’ta 5 öğrenci hakkında açılan bir başka davayı, Hopa olaylarında terör suçu işlendiğine kanıt gösterdi. Yüksel, 5 öğrencinin evinde yapılan aramada, “kolektif İbo” ve “kolektif Deniz” yazılı notlar bulunduğunu belirterek, bunun öğrencilerin üyesi olduğu Halkevleri ve Öğrenci Kolektifi’nin terör bağlantısına kanıt oluşturduğunu söyledi. Bu dava, öğrencilerin okumak için tuttukları kitap listelerinin örgüt delili sayılmasıyla gündeme gelmiş, öğrencilerin 3’ü ilk duruşmada tahliye edilmişti.
Mahkeme heyeti, talebi bağlamak için müzakereye çekilirken, Savcı Yüksel’in de salondan çıkmaya hazırlanmasına avukatlar ve izleyicilerden “siz tarafsınız” tepkisi geldi. Yüksel de “Hasmınız değilim” diyerek yerine oturdu. Mahkeme, 4 dakika süren müzakereden sonra görevsizlik talebini, yargılama sonunda karara bağlanmak üzere reddetti ve sanık sorgularına geçti.

TEM amirinin kehaneti çıktı

Halkevleri üyesi olduğunu söyleyen sanık Kadir Aydoğan, hukuksuz ithamlarla 6 aydır tutuklu bulunduğunu söyledi. Aydoğan, “Gözaltındayken TEM amiri, ‘15 kişi tutuklanacaksınız. 3-5 ay yatacaksınız. Aklınız başınıza gelecek’ demişti. Kehaneti çıkmıştır” dedi. Sanık Hikmet Tanıl, Başbakan Erdoğan’ın, idam edilen Erdal Eren ve Necdet Adalı için ağladığını belirterek, “Başbakan’ın ağlamaması için tahliyemi talep ediyorum” dedi. Sanık Can Kaya, “İddianamede evimdeki aramalarda bulunan Lenin’in ‘Emperyalizm Kapitalizmin En Yüksek Aşaması’ isimli kitabı örgüt iddiasına delil olarak gösterilmiş. Bir arkadaşımdan kitabı bana göndermesini istedim. Cezaevi Eğitim Kurulu da, ‘görülmüştür’ diyerek kitabı bana verdi” dedi. Hakim Dündar Örsdemir, “Lenin” ismini anlayamaması üzerine zabıt katibine, “Lenin Lenin tanımıyor musun?” dedi.
Sanık Çağrı Yılmaz da, “Sincan cezaevinde saçları zorla kestirilen bir arkadaşımıza destek için 4 arkadaşımızla saçlarımızı kestirip bu fotoğrafı destek olsun diye cezaevine gönderdik. Ancak fotoğraf Sincan cezaevine ulaşmadan, gözaltına alındık” dedi.
Sanık Ozan Gündoğdu, eylem sırasında atılan bir cisim nedeniyle kaşının yarıldığını ve hastaneye götürüldüğünü söyledi. Doktorun çağırması üzerine gelen polislerin, “Biz ona gözaltında iyi bakarız” diyerek, gözaltına alındığını belirten Gündoğdu, “Otobüsler ‘İl Emniyet Müdür Yardımcısı Kenan Kabak’ın izni var’ denilerek, işkencehaneye çevrildi. Polisler Esad’ın askerlerini andırıyordu. 15 dakikada gideceğimiz TEM şubesine 5 saatte götürüldük” dedi.

Toplu tahliye

Hakim Örsdemir, sanıkların savunmalarını aldıktan sonra tutuklu bulunan tüm sanıkların tahliyelerine karar verildiğini açıkladı. Örsdemir, polislerce bazı sanıkların “işkence, kötü muamele, hakaret” suçlarından şikayetçi oldukları dosyanın da Ankara Başsavcılığı’ndan istenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.






Copyright 2011 http://haklaryargilanamaz.blogspot.com/ All rights reserved Designed by HAKLAR YARGILANAMAZ